Kapitalist dünya hem dışarıdan hem içeriden yıkıyor
insanı. Doyumsuzluk, rant, yıkımı alkışlamak, “eski”den ve anılarımızdan bir
çırpıda vazgeçebilmek… Ya insan’a ait değerler? Onların esamesi bile okunmuyor
artık!
Tiyatro Stüdyosu Jez Butterworth’un kaleme aldığı ve
Ahmet Levendoğlu’nun Türkçe’ye kazandırdığı “Her Yıl Kuşlar Geri Gelir” ile
günümüz insanının yalnızlığını ve sıkışmışlığını gözler önüne seriyor. Doğadan
koparak küçücük evlerinde küçüçük dünyalarına hapsolmuş insanları hayata ne
bağlar? Umut onlar için var mıdır? Varsa nerededir? Oyunun kahramanlarından
Ned’in mesleği iç acıtıcıdır aslında. Yıkım yapar Ned… Binaları yıkar,
dinamitle… Ve gözleri parlayarak gururla anlatır yaptığı yıkımları… Eşiyle
giderek çıkmaza girmiş11 yıllık bir evliliği ve komşusuyla “güven” temelleri
üzerine kurulmuş dostane bir ilişkisi vardır. Kaybedip gidilen değerler ve yıkılan anılar üzerine dikilen
AVM’lerle mutluluk bir insana ne kadar yakın olabilir ki?
Oyunun aynı zamanda rejisörü olan Ahmet Levendoğlu
yaşam alanı kalmayan günümüz insanının bir çıkış yolu arayışını oyunculuklar
üzerine temellenmiş bir rejiyle sahneliyor. Şerif Erol gerçekçi oyunculuğuyla
Ned karakterine hayat verirken; Dale rolündeki Ziya Kürküt rolünün gereği
olarak kimi zaman oyunun içine girmemizi sağlıyor; kimi zaman ise anlatıcı
kimliğine bürünüp yanılsamayı kırıyor. Ve Şebnem Sönmez, Joy rolüyle evliliğinden
sıkılmış, her şeye yeniden başlamak isteyen, tutku dolu bir kadına bürünüyor
sahnede ve tünelin sonundaki ışığı bir türlü göremeyen kadının çaresizliğini
yansıtıyor göz dolduran oyunculuğuyla.
İlk kez 2008’de New York’ta sahnelenen ve orijinal
adı “Parlour Song” olan “Her Yıl Kuşlar Geri Gelir” Türk seyircisinin karşısına
ilk kez Tiyatro Stüdyosu’nun güçlü kadrosuyla çıkıyor... Ve Tiyatro Stüdyosu
soruyor “Kuşlar bu yıl da geri gelir mi?”